27 Mart 2015 Cuma

KÜLT YÖNETMENLERİN DOĞUM GÜNLERİ


WES ANDERSON     1 MAYIS 1969


Wes Anderson'un En İyi Filmleri : 

RUSHMORE ( ÇILGIN LİSELİLER )     1998 



Kült yönetmenin Rushmore adlı filmi kendisinin ilk başyapıtı olarak görülmektedir. Ayrıca SOSYALİST SİNEMAYA'da göz kırpan bir film olan Rushmore, 1 dalda Altın Küre'ye aday gösterilmiştir. Film, Oxford başvurusu reddedilince eğitim sistemine isyan bayrağını çeken ve aynı zamanda öğretmeni bayan Rosemary'ye de aşık olan popüler öğrenci Max'ın hikayesini anlatmaktadır. Filmde yönetmenimiz Wes Anderson'ın fetish oyuncuları Jason Schwartzman, Bill Murray başrolleri paylaşmışlardır. 

THE ROYAL TENENBAUMS    ( TENENBAUM AİLESİ )   2001


Anderson bu filminde her biri birbirinden becerikli olan TENENBAUM ailesinin 20 yıl sonraki umulmadık buıluşmasını kendi tarzıyla seyirciye sunuyor. Film ayrıca yıldız oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor. Kurt aktör Gene Hackman, Bill Murray, Angelica Huston ve Owen Wilson dikkat çeken başlıca isimler olarak öne çıkıyor. Film ayrıca En İyi Orjinal Senaryo dalında Oscara aday gösterilmiş fakat kazanamamıştır.

MOONRISE KINGDOM    2012



Yönetmenin tam anlamıyla zirve filmi olarak görülmektedir. Muhteşem mekanları, renkli karakterleri, absürd sahneleriyle 2012'ye damga vuran film En İyi Orjinal Senaryo dalında da Oscara aday gösterilmiş fakat kazanamamıştır. Ayrıca Bruce Willis ve Edward Norton bu filmde rol alarak ilk defa bir Wes Anderson filminde rol almışlardır. Bill Murray ve Jason Schwartzman bu filmde de kendilerine yer bulmuşlardır. Film bir de En İyi Müzikal - Komedi dalında Altın Küre'ye aday gösterilmiştir. Filmin baş karakterleri olan iki çocuğu canlandıran Jared Gilman ve Kara Hayward'da samimi oyunculuklarıyla büyük beğeni toplamışlardır.

THE GRAND BUDAPEST HOTEL     ( BÜYÜK BUDAPEŞTE OTEL )    2014



Wes Anderson'ın bir diğer zirve filmidir. 6 dalda Oscara aday gösterilmiş, bunlardan 4 dalı kazanmıştır. Altın Küre'de de En İyi Müzikal Komedi dalında ödül kazanmıştır. Film, Büyük Budapeşte Oteli'nin iki savaş arasındaki misafirleri ve tanık olduğu olayları anlatmaktadır. Filmin her Anderson filmindeki masalsı muhteşem atmosferi, birbirinden absürd karakterleri, ince esprileri ve muhteşem oyuncu kadrosuyla yönetmenin Moonrise Kingdom'ı ile birlikte en iyi filmi olarak görülmektedir. Filmde Ralph Fiennes, Scarface ve Amadeus filmlerinden hatırladığımız emektar oyuncu F. Murray Abraham, Quantum Of Solace'ın karizmatik kötü adamı ve son dönem Fransız sinemasının ünlü oyuncusu Mathieu Amalric, Adrien Brody, Harvey Kietel, Willem Dafoe, Jude Law, Bill Murray, Edward Norton ve Tilda Swinton gibi rüya bir oyuncu kadrosu yer almaktadır.



FRANCIS FORD COPPOLA    7 NİSAN 1939



Coppola'nın En İyi Filmleri : 

THE GODFATHER PART 1     ( BABA 1 )     1972



The Godfather Part 1, çöküntüde olan Amerikan Sineması'nı ayağa kaldıran filmdir aynı bizdeki Eşkiya gibi. Sadece Amerikan Sineması'nda değil Dünya Sineması'nda özellikle hikaye anlatıcılığı bakımından çok ayrı bir yeri vardır. İlk film ve 1974'teki bölüm 2 tüm zamanların en iyi iki filmi arasında gösterilmiştir. İlk film 2008'e kadar dünyanın en iyi ve ünlü sinema internet sitesi IMDb'de TOP 250 listesinde 1 numarada kalmıştır. Film ayrıca Marlon Brando'ya ikinci En İyi Erkek Oyuncu Oscarını kazandırırken, günümüzün en iyi iki oyuncusundan biri olan Al Pacino'nun hayatımıza girmesine neden olmuştur. Filmin unutulmaz sahneleri saymakla bitmez ancak birkaç tanesini ekleyelim. Filmle ilgili daha birçok bilgiyi KÜLT FİLMLERLE İLGİLİ İLGİNÇ BİLGİLER  ve 20 BÜYÜK YÖNETMEN adlı başlıklarımda okuyabilirsiniz.

Marlon Brando'nun ilahlaştığı ilk sahne.

Michael'in meşhur restoran cinayetleri sahnesi.

Vaftiz Töreni ve aile liderlerinin öldürülmesi.


THE GODFATHER PART 2    ( BABA 2 )     1974


Bölüm 2, sinema tarihinin gelmiş geçmiş en iyi devam filmi olarak anılmaktadır. Çoğu kişiye göre ilk filmden de iyidir. Marlon Brando'nun ayrılışının ardından Al Pacino'nun tam anlamıyla geminin kaptanı olduğu film En İyi Film, En İyi Yönetmen dahil toplamda 6 dalda Oscar ödülü kazanmıştır. Film 2 dönemde geçmektedir. İlk olarak babasının ölümünün ardından ailenin başına geçen küçük oğul Michael'ın yükselişi, diğer taraftan da baba genç Vito Corleone'un suça bulaşıp nasıl yükselişime tanık oluruz. Genç Vito Corleone'u da muhteşem bir Robert De Niro canlandırır. Michael'ın yılları 1958 - 1959 , genç Vito'nun hikayesi ise 1901 - 1920'li yılların sonlarına dek uzanır. Bölüm 2'nin en iyi sahneleri de aşağıdadır : 


Genç Vito'nun Don Fanucci'yi öldürmesi.



Michael'ın abisi Fredo'yu abilikten reddetmesi. 


Michael ve Kay'in tartışması. 




CONVERSATION   ( KONUŞMA )    1974


Conversation, Coppola'nın Godfather 2 ile aynı yıl çektiği bir başyapıttır. Böyle iki büyük filmi aynı yıla sığdırması da nasıl bir dahi olduğunun göstergesidir. Conversation ( Konuşma ) ,  bir dedektifin, müşterisi tarafından evli bir çifti takip etmesi ve konuşmalarını dinlemesi sırasında yaşanan olayları ve dedektifin geçmişiyle yüzleşerek giderek paranoyaklaşmasını anlatmaktadır. Dedektif Harry'yi emektar aktör Gene Hackman, kusursuz bir oyunculukla canlandırmıştır. Film de En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Ses olmak üzere toplam 3 dalda oscara aday gösterilmiştir. Film ayrıca Cannes Film Festivali'nde Büyük Jüri Ödülünü ve Altın Palmiye'yi kazanmıştır. 




APOCALYPSE NOW    ( KIYAMET )    1979


Apocalypse Now ( Kıyamet ) ,  Francis Ford Coppola'nın en muhteşem ve dönemin en epik filmlerinden biridir. Prodüksiyon olarak zamanının ötesinde olduğu bir gerçektir. Vietnam'a Albay Kurtz'ü öldürmeye gönderilen Amerikan askerlerinin hikayesinin anlatıldığı bu destansı film birçok yıldız oyuncuyu da kadrosunda barındırmaktadır. Filmde Marlon Brando, Robert Duvall, Martin Sheen, Harrison Ford, Dennis Hopper ve o dönemde çok genç olan ve tam 20 yıl sonra 1999'da Matrix'te oynayacak olan Lawrence Fishburne rol almaktadırlar. Film ayrıca stüdyoda değil Coppola'nın ısrarları nedeniyle gerçekten Vietnam'da çekilmiştir ve bu da oyunculara ve set çalışanlarına çok büyük zorluklar çıkarmıştır. Bu konuda daha detaylı bilgileri KÜLT FİLMLERLE İLGİLİ İLGİNÇ BİLGİLER adlı başlıkta okuyabilirsiniz. 
Filmin unutulmaz sahnelerinin kareleri : 

Helikopterlerin Vietnam kıyılarına doğru yaklaşması.

Helikopter saldırısı.




RUMBLE FISH   ( SİYAM BALIĞI )    1983


Rumble Fish ( Siyam Balığı ) , Coppola'nın önemli filmlerinden biridir. Mickey Rourke ve Matt Dillon gibi 80'ler ve 90'ların ikonlarını bize tanıtan film, mahallenin efsanesi olan abisinin peşinden giden Rusty James ve alkolik babasının hikayesini anlatmaktadır. Mickey Rourke abi rolünü oynamaktadır ancak filmde ismi yoktur, motorsikletli çocuk diye anılmaktadır. Filmde ayrıca Coppola'nın yeğeni olan Nicolas Cage'de küçük bir rolde oynamıştır. 




THE OUTSIDERS    ( SOKAKTAKİLER )    1983


The Outsiders ( Sokaktakiler ) , Coppola'nın aynı yıl çektiği Rumble Fish ile benzerlikler taşıyan bir gençlik trajedisi hikayesidir. Filmde C. Thomas Howell, Matt Dillon, Ralph Macchio, Patrick Swayze ve Tom Cruise oynamaktadır. Film ayrıca Tom Cruise'un ilk filmidir. 





THE GODFATHER PART 3    ( BABA 3 )    1990


The Godfather Part 3, ikinci filmden tam 16 yıl sonra çekilmiştir. Kadro tam olarak korunmuş ve yeni oyuncularda filme katılmıştır. Andy Garcia, Sofia Coppola, Joe Montegna Eli Wallach ve Bridget Fonda kadroya dahil olan yeni oyunculardır. Film, Michael Corleone'un yaşının ilerlemesinin ardından aile liderliğine varis arayışını ve gelişen olayları anlatmaktadır. Film vizyona girdiği dönem Vatikan öğesinin filmde ağır basmasıyla oldukça konuşulmuştur çünkü filmde gerçekte de olan İtalyan Mafyası - Vatikan ortaklıklarından bahsedilmektedir. Film 1979 - 1997 arasında geçmektedir. Ve filmde başlarda Michael'ın kızı Mary Corleone rolü için Winona Ryder düşünülmüştü. 





BRAM STOKER'S DRACULA    1992


Film, efsanevi yazar Bram Stoker'ın aynı adlı eserinden uyarlanmıştır. En iyi 5 vampir filminden biri olarak görülmektedir. Filmde Dracula'yı Gary Oldman, Van Helsing'i Antony Hopkins, Dracula'nın sonsuz aşkı Elisabeta'yı da 90'ların gözde aktristlerinden Winona Ryder oynamıştır. Film, kusursuz görselliği, yaşlı Dracula'nın muhteşem makyajı, Anthony Hopkins'in etkili oyunculuğuyla çok konuşulmuştur. 


Gary Oldman'ın kusursuz yaşlı Dracula makyajı.









QUENTIN TARANTINO    27 MART 1963



TARANTINO'NUN TÜM FİLMLERİ : 

RESERVOIR DOGS ( REZERVUAR KÖPEKLERİ )     1992



Reservoir Dogs, Tarantino'nun ilk filmidir ve gerçekten de yönetmenlerin en iyi ilk filmleri diye bir başlığımız olsaydı bu film de kesinlikle ilk sıralarda kendine yer edinirdi. Film, 6 kişilik bir soyguncu ekibinin başarısız soygunlarının sonrasını ve içlerindeki köstebeği arayışları esnasında yaşananları anlatmaktadır. Soyguncuların isimleri renklerle ifade edilmektedir. Bunlar :
Mr.White ( Harvey Kietel ) 
Mr. Orange ( Tim Roth ) 
Mr. Pink ( Steve Buscemi ) 
Mr. Blonde ( Michael Madsen ) 
Mr. Brown ( Quentin Tarantino ) 
Mr. Blue ( Edward Bunker ) 
 Soygun sırasında Mr. Brown ( Bay Kahverengi ) ve  Mr. Blue ( Bay Mavi ) polis tarafından öldürülür, Mr. Orange ( Bay Turuncu ) ise yaralanır. Mr. White ( Bay Beyaz ) , Mr. Orange ( Bay Turuncu ) , Mr. Pink ( Bay Pembe ) ve Mr. Blonde ( Bay Sarışın ) bir depoya sığınırlar ve aralarındaki gizli polisi aramaya çalışırlarken de seyirciye ekibin soygundan önceki tanışmaları kısaca gösterilir. Filmin bir çok kült sahnesi vardır. Bunlardan en ünlüsü ise Bay Sarışın'ın rehin alarak arabasının bagajına attığı polise depoda işkence yapması ve o esnada çalan Stuck In The Middle With You şarkısıdır. Bu sahnede Bay Sarışının dansı da döneminde oldukça ses getirmiştir ve oyuncusu Michael Madsen'i uluslararası statüye ulaştırmıştır.


Film, vizyona girdiğinde yer yerinden oynamış ve Quentin Tarantino uluslararası üne kavuşmuştur. Kült statüsüne yükseltilen film, Tarantino filmografisinin Pulp Fiction'dan sonraki en iyi filmi olarak görülmektedir.




PULP FICTION    1994



Pulp Fiction ( Ucuz Roman ) , yönetmen Tarantino'nun hemen hemen tüm hayranları ve eleştirmenler tarafından en iyi filmi olarak görülmektedir. Film, özellikle kusursuz kurgusu ve orjinal senaryosuyla adından söz ettirmiştir. Oscar Ödüllerinde En İyi Orjinal Senaryo dalında ödül kazanan Pulp Fiction, sinemanın en özel filmlerinden biridir. Film, iki kiralık katil, mafya babasından rüşveti alıp maçı kazanarak kazık atan bir boksör, kol saati, mafya babasının karısı Mia ile en sadık adamı Vincent'ın özel sırrı, iki serseri hırsızın bir restoranı soyması ve iki homonun boksör ve mafya babasını rehin alması üzerine kuruludur. Tarantino, filmin sonunu öylesine kusursuz birleştirmiştir ki adeta seyircilerin kafasında en ufak bir soru işareti kalmamasını sağlamıştır. Filmin en unutulmaz sahnesi ise Mia'yı canlandıran Uma Thurman ile Vincent'ı canlandıran John Travolta'nın dans sahnesidir.



Film her Tarantino filminde olduğu gibi kanın gövdeyi götürdüğü, bir sürü büyük oyuncunun buluştuğu, alakasız sohbetler içeren, ayak sahneleri ve sohbetleri içeren, kısacası bir tam bir Tarantino filmidir. Ayrıca bu filmle beraber kaybolmaya başlayan John Travolta'da tekrar kendini bulmuş, kariyerinde küllerinden doğmuştur. Filmle ilgili eleştiriler ve birçok ayrıntıyı KÜLT FİLMLERLE İLGİLİ İLGİNÇ BİLGİLER başlığında okuyabilirsiniz.



JACKIE BROWN    1997



Jackie Brown, Tarantino'nun filmografisindeki en durgun ve en az kan olan filmdir. Ancak kadrosunda Robert De Niro gibi bir devi bulundurması boş bir Tarantino işi olmadığının göstergesidir. Film, uçak hostesliği yapan Jackie Brown adlı kadının eline geçen uyuşturucudan sonra başına gelenleri anlatmaktadır. Uyuşturucunun peşindeki iki eski suçlu olan Ordell ( Samuel Jackson ) ve Luis Gara ( Robert De Niro ) , peşlerindeki dedektif Ray Nicolette ( Michael Keaton ) ve hostese aşık olan emlakçı Max Cherry ( Robert Forster ). Filmde ayrıca efsanevi aktör Henry Fonda'nın torunu, Peter Fonda'nın da kızı olan Bridget Fonda da rol almıştır. Ayrıca bu filmin Tarantino'nun siyahilerden bir özrü olduğu da ileri sürülmektedir. Rezervuar Köpekleri ve Pulp Fiction'da çok fazla ırkçı küfür ve siyahi karakterlerin tecavüz ve acımasızca öldürülmeleri o dönemlerde gözlerden kaçmamış ve hayli tepki almıştı. Filmin en sevilen sahnelerinden biri De Niro'nun Bridget Fonda'yı öldürdüğü ve Samuel Jackson'un da De Niro'yu öldürdüğü sahnelerdir.

Luis Gara Melanie'yi öldürüyor.


Ordell Luis Gara'yı öldürüyor.



KILL BILL VOLUME 1 & 2 : 2003 - 2004


Kill Bill, Tarantino'nun ilk seri filmi olma özelliğini taşır. Ayrıca Jackie Brown'un kötü olmadığı halde Reservoir Dogs ve Pulp Fiction'un gölgesinde kalmasından sonra yönetmenin Kill Bill'le oldukça görkemli bir şekilde sinemaya dönmesi de o dönemde sinemaseverleri epey heyecanlandırmıştı. Film, üyesi olduğu kiralık katil ekibi tarafından düğün gününde davetliler ve kocası dahil öldürülen Bride ( Gelin ) 'in ölümden kurtulup tüm üyelerden intikam almasını anlatmaktadır. İki film de çok beğenilmiş ve kült statüsüne yükselmiştir. Ancak ilk film ikinci filme göre daha deli dolu ve bol kanlıdır. Özellikle son savaş sahneleri gerçekten dillere destandır. 


Filmin ayrıca anime olarak çekilen sahneleri de çok başarılıdır. Tarantino, Japon çizgi filmlerinin toplu adı Anime'e duyduğu hayranlık ilk filmde kendini göstermiştir. İlk filmden hemen bir yıl sonra 2004'te ise ekibin kalan üyelerini öldürüp intikamını tamamlamayı amaçlayan Bride'ın öyküsü ve kurtulduktan sonraki kılıç eğitimi de paralel olarak anlatılır. Sonuç olarak iki film de Tarantino'nun filmografisinin en önemli filmleridir. Bu filmde de Tarantino daha önce çalıştığı birkaç oyuncuyla çalışmıştır. Ayrıca filmle ilgili daha kapsamlı bilgileri KÜLT FİLMLERLE İLGİLİ İLGİNÇ BİLGİLER başlığında okuyabilirsiniz.  Bunlar : 
Uma Thurman - PULP FICTION
Michael Madsen - RESERVOIR DOGS




GRINDHOUSE :  PLANET TERROR - DEATH PROOF  2007


Grindhouse, Quentin Tarantino'nun yakın arkadaşı Robert Rodriguez ile aynı anda çektiği iki ayrı filmdir. Bunlardan ilki Planet Terror ( Dehşet Gezegeni )'dir. Planet Terror'da dünyayı istila etmeye başlayan yaratıklarla bir grup insanın mücadelesine tanıklık ederiz. Death Proof'ta ise kadınları arabasına davet ederek kaza yapıp kadınları öldüren bir seri katilin son kurbanlarının kendinden daha belalı çıkışları ve onlarla olan mücadelesini izleriz. Ancak bu iki film aslında Tarantino filmografisinin en vasat filmleri olarak gösterilir. Sadece popcorn ve eğlence isteyenler için önerilen filmler olmuşlardır. Gene de Death Proof ( Ölüm Geçirmez ) daha bir izlenilirliği olan bir film gibi geliyor bana o yüzden onun bir adım önde olduğunu düşünüyorum. Ayrıca daha sonra bir söyleşide bu filmerin hata olduğunu açıklamıştır. Ve Death Proof ( Ölüm Geçirmez )'in son kovalamaca sahnesi taraflı tarafsız herkesin büyük beğenisini kazandığını da ekleyelim. 



INGLOURIOUS BASTERDS ( SOYSUZLAR ÇETESİ )    2009
Inglourious Basterds ( Soysuzlar Çetesi ), Tarantino'nun Grindhouse'taki başarısızlığının ardından yeniden bir başyapıtla dönerek ekranı ateşe verdiği filmdir. Hitler Almanya'sında geçen hikaye bir katliamdan son anda kurtulan yahudi bir ailenin kızı olan Shosanna'nın intikam amacıyla Berlin'e gidişini ve sonrasında yaşanan olayları anlatmaktadır. Filmde ayrıca bir sene önce 2008'de The Hunger adlı filmle adeta kariyer patlaması yapan Michael Fassbender'de rol almıştır. Filmin özellikle SS subayların masada sohbet ederken bir anlaşmazlık sonucu birbirlerini öldürdüğü sahnesi en sevilen sahnelerden biri olmuştur. 


Bununla birlikte bu filmle birlikte Christopher Waltz adlı bir aktörle tanıştı sinemaseverler. Waltz filmin kötü adamı SS Subayı Lando rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar ödülü kazanmıştır. Ayrıca filmde Waltz'ın yanı sıra Brad Pitt, Melaine Laurent, Diane Kruger, Daniel Brühl ve Eli Roth'da rol almıştır. Ayrıca filmde sıkı bir faşizm eleştirisi vardır ve Hitler'in delik deşik edildiği sahne de oldukça konuşulmuştur. 




DJANGO UNCHAINED ( ZİNCİRSİZ )    2012


Django Unchained, ( Zincirsiz ) , Tarantino'nun çektiği son filmdir. 2013'te çok konuşulmuş ve olumlu eleştiriler almıştır. Ve çoğu kişi de filmin bir başyapıt olduğu konusunda hemfikirdir. Ayrıca film Tarantino'nun çektiği ilk western filmidir. Yeni oyuncusu Christopher Waltz ile bu filmde de beraber çalışmış ve Waltz yine aynı dalda Oscar kazanarak iki de iki yapmıştır. Film, Django adlı zenci kölenin, ödül avcısı Doktor King Shultz tarafından kurtarıldıktan sonra birlikte karısı Boomhilda'yı kurtarmaya çalışırken ki maceralarını anlatmaktadır. Yan rollerde Leonardo Dicaprio Tarantino'nun fetish oyuncusu Samuel L. Jackson, Kerry Washington oynamaktadırlar. Filmin en sevilen sahnelerinden biri olaraksa King Shultz ve Django'nun kasabada bir barda bira içerken, Schultz'un kasabanın rütbeli kişilerini bir bir öldürerek hepsinde bir laf kalabalığı yaparak kendilerini kurtardığı esprili sahne gösterilebilir. 



















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder